21 Temmuz 2012 Cumartesi

Acı ve Tatlı Anılar Dolu Sokakların Kokusu....

insanın sevdiği, tanıdığı insanların aniden bu dünyadan göç etmesine alışılmıyormuş bugün bunu farkettim.


o insan istediği kadar, kilometrelerce uzağında olsun farketmez ki.


Evet hayat bu, insan böyle bir varlık, amenna kadere inancım sonsuz ama insana yine de koyuyo be!


Yakın zamanda çocukluktan beri yıllardır dedeme gittiğim yollardan geçtim. Baktım bi caddelere, dedemin hatıra doldurduğu eve baktım. Kimsenin ruhunun olmadığı, boş, kimsesiz kalmış boş odaları hissettim içimde.


Ne çok anı vardı! Sahi noldu şimdi anılar? Herşey değerini kaybedip dedemle beraber toprağa mı gömüldüler?


Çocukken mutlu olduğumuzu düşünürdüm her hafta sonu dedeme giden yollara heyecanla zıplayarak giderken. Kalabalıktık, dedem, anneannem, kuzenlerim, ablam, kızkardeşim, annem, teyzem, yengem, dayım...


Nasıl da güzeldik, nasıl da neşeliydik. Anneannemin yaptığı güzel mis kokuları yemeklerin kokusu hala burnuma geliyor zaman zaman. Hele o güzel yüzü, o tatlı dili, yumuşacık güzel nazik elleri. İnsanın yüzüne baktıkça içinin açıldığı, muhabbet ettikçe yanından ayrılmak istemediği bir insandı anneannem. Ağzından dua eksik olmaz, hayır duasını esirgemezdi kimseden. Hep derdim bende anneannem gibi olucam, onun gibi dinine bağlı, ağzı dualı, tatlı dilli olucaktım bende.


Anneannem gibi tesettürüme dikkat edecek, iffetli biri olacaktım. Hayalimdi.


Şimdi düşünüyorum ben anneannemin neresindeyim diye...


devamı gelcek....



Hande Yener ft. Seksendört - Öfkem Var

22 Mart 2012 Perşembe

31 Ocak 2012 Salı

"Yumuk Gözlü Toy Kızçem"

Evet soğuk bir aralık günüydü ve ben aylardır teyzemde kalmanın hırçınlığıyla annemi özlerken bir yandan da heyecanla "kardeşin geliyor" kelimelerini dimağımda yaşatarak aylarımı geçiriyordum henüz 5 yaşlarındayken. 

Huysuzdum, nalettim, kimseyi sevmezdim teyzem dayım yengem anneannem hariç. Bir de bana abla olacaksın, kardeşin olacak onu çok seveceksin diyorlardı benden kaç metre büyüklüğündeki insanlar.Onlara aşağıdan bakıp ne dediklerini anlamaya çalışıyordum yarım konuşan dilimle.

Annemin içindeki bebeği büyüdükçe ben evden uzakta yani teyzemde kalıyordum. Birgün telefon çaldı 14 Aralık hangi gün olduğunu hatırlamıyorum tabii, teyzem telaşla kardeşin olmuş dedi. Nasıl bir ifadeyle baktım hatırlamıyorum ama hoşuma gitmişti bu. Yıllardır ben kardeştim, şimdi de benimde "kardeşim" diyebileceğim biri gelmişti dünyaya.

Yumuk çizgi gözlü, koca tatlı yanaklı, pamuk şeker gibi bir suratı, akça pakça gürbüz bir bebekti benim kardeşim. Adı ne bu bebeğin dedim? "Seda" koyduk dediler. 

İşte o günden sonra başladı  hayata dair paylaşacağımız günler Canım Kardeşim... İnsanlar nikahları kıyılırken derler ya "hastalıkta, sağlıkta" aslında bu kardeşlik dediğimiz müessesede gönüllü bir nevi nikah gibi değil mi? 

Hastalıkta, sağlıkta, mutlulukta, hüzünde, hayata dair ne varsa hep beraber paylaşırsın kardeşinle. Ne yaparsan yap, ne olursan ol hep yanındadır "Kardeşin" hep seninledir.

O üzülür için titrer, ağlar sende tutamazsın gözyaşlarını, sevinir seninde ağzın kulaklarına varır sırf o "kardeşin" mutlu diye sende mutlanırsın. 

O yaşlarda farkında değildik birbirimizin, ama yaşımız ilerledikçe anladık ki ve tecrübelerle sabitledik ki insanın kardeş kadar yakını yok bu dünyada....

Rabbim seni iyi ki bize vermiş, iyi ki benim kızkardeşim ablamın kızkardeşi annemin en küçük kızı olmuşsun.

İyiki bizim Canımız, Ciğerimiz, Seda'mız olmuşsun...

İyi ki varsın, iyi ki....

İyi ki seni sen diye sevdiğin bizler olmuşuz bide :P 

Not: Geç kalınmış bir doğum günü yazısı ama umarım telafi edebilmişimdir...Çok öperim

18 Aralık 2011/ Seda G.'e İthafen